MİMİKRİ ENSTİTÜSÜ

Vizyon

Biyomimikri çalışmalarının tasarımda, mühendislikte ve bilhassa yeni ürün geliştirilmesinde oldukça etkili sonuçlar sağlaması üzerine; yönetim, işletme ve organizasyon gibi alanlarda çalışan bilim insanları ve uzmanlar da son zamanlarda bu kavrama daha çok ilgi göstermeye başlamıştır.

Geleneksel yönetim ve liderlik kurallarının günümüzde hızla gelişen belirsizlik, iklim değişikliği, stres artışı ve inovasyonlar karşısında geçersiz kaldığını ifade eden strateji uzmanı Giles Hutchins, işletmeler için adaptasyon ile inovasyonun yükselen önemine ve mekanik sistemler yerine yaşayan sistemlerin öne çıkması gerektiğine dikkat çekmektedir. Optimizasyon ve verimlilik gibi donelere bağlı mekanik ve hiyerarşik sistemlerin mevcut kaotik koşullarda geçerli olamayacağını ifade eden Hutchins, doğanın ve hayatın içinde sayısız örneği görüldüğü üzere sofistike ilişkilerin dinamik modellerini esas alan sistemlerin kurgulanmasını elzem görmektedir.

 

Bugünün başarılı yöneticilerine bakıldığında, çok sayıda ciddi ve beklenmedik değişimi aynı anda yönetebildikleri görülmektedir. Dışında kalmak imkansız olan bu değişimlerin şiddeti ve kapsamı genişledikçe mevcut liderlik ve yönetim metotlarının işlerliği de daha çok sorgulanır olmuştur. Ayrıca işletme ve organizasyonların, doğa ve içinde yaşayan canlıların sistemlerinden esinlenerek hayatın tabi olduğu kanunlarla uyumlu şekilde ilişkisel ve adapte edilebilir sistemlere geçmeleri için duyulan gereksinim gün geçtikçe daha da artmaktadır. Kurumlar için, acımasız rekabete girip zarar vermeden de değer üretip kazanç sağlamanın ve doğanın bizzat kendisinden ilham alıp büyüme yerine derinleşmeyi önceleyerek yaşamının devamlılığını sağlamanın mümkün olduğu belki de biyomimikri ile keşfedilmeyi beklemektedir.

İdeal toplumda, tüm fertlerin düşünen, sorgulayan, araştıran ve üreten olmaları beklenmektedir. Ancak bunun için onların öğrenmesini, sorgulayıp araştırmasını, üretip inovasyon yapmasını teşvik eden ve her birinin ilgi ve becerisini keşfedip kendini geliştirmesine imkan sağlayan bir eğitim sistemine tabi olmaları gereklidir. Biyomimikri ise aynı zamanda bir bilim dalı olarak onları doğa ile yakınlaştırıp farklı bir bakış açısından görmelerini sağlayarak; inovatif düşünme, yapıcı ve üretici olma gibi daha birçok 21. yüzyıl becerisi kazanmaları için destek sunmaktadır.

Günümüzde okullarda yaygınlaşan STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ile birlikte müfredata biyomimikri dersleri eklenmesinin, hem doğa hassasiyeti olan hem de bilim ve teknolojinin ilerlemesi için çalışıp üreten, bu anlamda kendini geliştirerek geleceğe ışık tutan nesiller yetiştirilmesinde ciddi katkısı olacaktır.